Bu
Tebliğ, 7 Ocak 1991 tarihli ve 20748 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmıştır.
Amaç, Kapsam ve Yasal Dayanak
Madde 1 - Bu Tebliğ, 9
Ağustos 1983 tarih ve 2872 sayılı Çevre Kanunu ile mezkur kanunda ek ve
değişiklik yapan kanun hükümlerine uygun olarak hazırlanan “Su Kirliliği
Kontrolu Yönetmeliği”nin 7, 19, 23, 28, 30, 35 ve 51 inci maddeleri gereğince
hazırlanmış olup, atıksu arıtımı için uygulanabilir olduğu genelde kabul
edilmiş metodları; derin deniz deşarjındaki seyrelmelerin tesbiti için gerekli
bilgileri; arıtılmış atıksuların sulamada kullanılmasında aranan sulama
kriterlerini; sahil kum bandı üzerinde veya yakınında inşa edilen
fosseptiklerden kıyı sularının kirlenmesinin önlenmesi için gerekli teknik
sınırlamaları ve düzenlemeleri kapsamaktadır.
Bu Tebliğde verilen, atıksu arıtımı için uygulanabilir olduğu genelde
kabul edilmiş metodlar, bu prosesleri tanımlayıcı ve genel nitelikte olup, bu
Tebliğde yer almayan fakat uygulanabilirliği tecrübeyle sabit, Su Kirliliği
Kontrolu Yönetmeliği’nde öngörülen deşarj standartlarını karşılayabilecek
mevcut ve/veya yeni diğer metodların kullanılmasını kısıtlamaz.
Kanalizasyon Sistemi Bulunmayan ve İnşası Mümkün
Olmayan Yerlerde Uygulanacak Teknik Esaslar
Madde 2 - Kanalizasyon
sistemi bulunmayan ve inşası mümkün olmayan yerlerde Sağlık ve Sosyal Yardım
Bakanlığınca 19 Mart 1971 gün ve 13783 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış
bulunan “Lağım Mecrası İnşası Mümkün Olmayan Yerlerde Yapılacak Çukurlara Ait
Yönetmelik” hükümleri geçerlidir. Ancak bu uygulamada aşağıda verilen şart ve
ilkelere uyulmalıdır:
a)
Nüfusu 500 kişiden
fazla olan yerleşimler ile tatil sitesi ve sanayi tesislerinin atıksularının
bertarafında yukarıda belirtilen Yönetmelikte yeralan fosseptik çukurları
kullanılamaz. Bu durumda Su Kirliliği Kontrolu Yönetmeliği’nde atıksu
deşarjları hususunda getirilen hükümlere uyulur.
b)
Turizm mevsiminde
nüfusu 500 den fazla olan turistik yörelerde su kullanımının fazla olması ve bu
tür tesislerin yakın çevresinin kirlenme yönünden daha fazla önem taşıması
dolayısıyla, çok gözlü fosseptik çukurları kullanılamaz. Bu gibi yerlerde, bu
Tebliğde tanımlanan, teknik açıdan verimliliği ve uygulanabilirliği ispatlanmış
arıtma teknolojileri kullanılarak atıksu arıtımı yapılmalıdır.
c)
Su Kirliliği
Kontrolu Yönetmeliği ve bu Tebliğ çerçevesinde yapılacak uygulamalarda atıksu
arıtma tesislerinin projesi değil, arıtılmış su kalitesi esas ölçüdür.
d)
500 den az nüfuslu
yerlerde bile mekanik arıtmanın fazla bir arıtma verimi sağlayamaması sebebiyle
fosseptik çukurlar, biyolojik arıtma ile ilgili tedbirlerin alındığı ve Su
Kirliligi Kontrolu Yönetmeliği’nde öngörülen şartların noksansız yerine
getirildiği durumlarda kullanılabilir.
e)
Nüfusu 500-1000
arası olan yerleşimlerde ise atıksular, çok gözlü fosseptik çukurların grup
halinde inşa edildiği, çıkış sularının basınçlı veya cazibeli bir kanalla
yerleşim yeri dışına iletildiği sistemlerde arıtılabilir. Ancak bu durumda da
Su Kirliliği Kontrolu Yönetmeliği’nin getirdiği sınırlamalara uyulur.
Atıksu Arıtma Tesislerine Ait Teknik Genel
Esaslar
Madde 3 - Atıksu
bünyesinde kirliliğe neden olan yabancı maddeler, tane boyutlarına göre
çökebilir, askıda, kolloidal ve çözünmüş halde bulunabilirler. Her madde grubu
değişik metodlarla atıksudan uzaktaştırılabilirler.
Atıksu arıtımında uygulanan metodları fiziksel, kimyasal ve biyolojik
olmak üzere üç ana grupta toplamak mümkündür. Bunlardan fiziksel arıtmada
çökeltim ve flotasyon işlemleriyle çökebilen veya yüzebilen tanecikler
ayrılmakta; kimyasal arıtmada çözünmüş ya da kolloidal boyuttaki tanecikler
pıhtılaştırılıp yumaklaştırılarak çökebilir hale getirilmekte; biyolojik
arıtmada ise çözünmüş maddeler kısmen biyolojik kütlelerin biraraya gelerek
oluşturduğu kolay çökebilen yumaklara, kısmen de mikroorganizmaların enerji
ihtiyaçları için yaptıkları solunum sırasında çıkan gazlara ve diğer stabilize
olmuş son ürünlere dönüşür.
Biyolojik ve kimyasal arıtma ünitelerinin yükünü azaltmak için, öncelikte
fiziksel ön işlemler uygulanır. Mekanik arıtma olarak isimlendirilen ve
genellikte ızgara, kum tutucu ve ön çökeltim ünitelerinden meydana gelen ön
işlemlerden sonra, biyolojik ve/veya kimyasal arıtma uygulanabilir. Biyolojik
ya da kimyasal arıtmada oluşan yumaklar, mekanik işlemlerle sudan
uzaklaştırılır.
Fiziksel Arıtma Üniteleri
Madde 4 - Arıtma
tesislerinde uygulanan fiziksel arıtma üniteleri ızgaralar, elekler, kum
tutucular, yüzer madde tutucular, dengeleme, çökeltim ve yüzdürme havuzlarıdır.
Izgaralar
Madde 5 - Su içerisinde
bulunan kaba maddelerin pompa, boru ve teçhizata zarar vermemesi; diğer arıtma
kısımlarına gelen yükün hafifletilmesi veya yüzücü kaba maddelerin sudan
ayrılması gibi amaçlarla ızgaralar kullanılır. Izgara yapıları çubuk
aralıklarına göre ince ve kaba ızgaralar; temizleme şekline göre ise, elle veya
mekanik yolla temizlenen ızgaralar olarak sınıflandırılır. Çubuk aralıkları
ince ızgaralarda 15-30 mm, kaba ızgaralarda 40-100 mm’dir. Izgara
kanallarındaki hızların minimum kurak hava debisinde 0.5 m/sn değerinin altına
düşmemesi, ızgara çubukları arasındaki hızların ise hiçbir koşulda 1.2 m/sn’yi
aşmaması uygundur.
Izgaralarda tutulan maddeler arıtma tesisi sahasında depolanamazlar.
Evsel katı artıklar ile birlikte yakma, depolama kompostlaştırma ve benzeri
metodlarla bertaraf edilirler.
Elekler
Madde 6 - Elekler, atıksu
tesislerinde özellikle elyaflı maddelerle, askıdaki tanecikleri tutmak için
kullanılırlar. Bu üniteler tutulan maddelerin boyutlarına göre kaba ve ince
elekler olarak sınıflandırılırlar. Elek aralığı kaba eleklerde 5-15 mm, ince
eleklerde 0.25-5 mm, mikro eleklerde 0.020-0.035 mm’dir.
Eleklerden toplanan atıklar da ızgara atıkları için uygulanan metodlarla
bertaraf edilirler.
Kum Tutucular
Madde 7 - Kum, çakıl gibi
anorganik maddeleri atık sudan ayırmak, arıtma tesislerindeki pompa ve benzeri
teçhizatın aşınmasına ve çökeltim havuzlarında tıkanma tehlikesine engel
olabilmek için kum tutucular kullanılır. Kum ve benzeri madde içermeyen
endüstriyel atıksuların uzaklaştırılmasında bu yapılara gerek duyulmayabilir.
Bunlar, yoğunluğu 2650 kg/m3 ve tane çapları 0.1-0.2 mm’den daha
büyük olan katı maddelerin tam olarak tutulmasını sağlamak için kullanılır. Kum
tutucular, belli büyüklükteki katı maddeleri tutmak ve daha ilerideki
ünitelerde arıtılması amaçlanan küçük taneli maddelerin çökmesini engellemek
için gerekli yüzey alanına sahip olmalıdır. Ünitedeki suyun yatay hızı tesise
gelecek tüm debiler için 0.3 m/sn olacak şekilde tasarımlanmış olmalıdır. Kum
tutucular, dikdörtgen planlı - uzun paralel akışlı veya dairesel planlı -
radyal akışlı olabilirler. Ayrıca birçok uygulamada havalandırmalı kum
tutucular da başarıyla kullanılmaktadır.
Kum tutucularda toplanan kum ve çakıl, büyük tesislerde basınçlı hava ile
çalışan pompalar veya bantlı, kovalı ve helezonlu mekanizmalar ile sürekli
olarak, küçük tesislerde ise kürek ile zaman zaman temizlenirler.
Kum tutucu tabanında biriken maddeler az da olsa bir miktar organik madde
ve patojen mikroorganizma ihtiva ettiğinden bunların gelişigüzel atılmaları
sakıncalıdır. Bunlar da ızgara atıklarında olduğu gibi evsel katı artıklarla
beraber bertaraf edilirler.
Yüzer Madde Tutucular
Madde 8 - Atıksuda bulunan
ve yoğunluğu sudan küçük olan yağ, gres, solvent ve benzeri yüzen maddeleri
sudan ayırmak için yüzer madde tutucular (yağ kapanları) kullanılır. Ön
çökeltim havuzunun olmaması veya bu gibi maddelerin oranının çok yüksek olması
halinde, gerek bu maddeleri geri kazanmak, gerekse arıtma verimini yükseltmek
amacıyla yüzer madde tutucular yapılmalıdır.
Yüzebilenler dışındaki diğer katı maddelerin tabana çökelmeleri sözkonusu
olduğunda yüzer madde tutucular, çamur hazneli olarak yapılırlar ve çökelen
çamurun ve yüzen maddelerin kolayca alınabilecekleri bir düzende inşa
edilirler. Emülsiyon halindeki yüzer maddeleri ayırmak için ise, disperse hava
flotasyonu ya da, çözünmüş hava flotasyonu gibi üniteler kullanılır. Kentsel
atıksu arıtma tesisleri için en uygun çözüm, kombine çalışan havalandırmalı kum
ve yüzer madde tutuculardır. Yüzer madde tutucularda toplanan atıklar yakma ve
değerlendirme tesislerine iletilirler.
Dengeleme Havuzları
Madde 9 - Dengeleme
havuzları, atıksularda debi, bileşim ve kirlilik yükünün zaman içindeki
değişimlerinin dengelenmesini ve arıtma tesisine giden atıksu debisinin düzenli
olmasını sağlar. Dengeleme havuzlarında bileşimin homojenleştirilmesi ve
askıdaki katı maddelerin çökelmesinin engellenmesi için karıştırma uygulanır.
Çökeltim Havuzları
Madde 10 - Çökelme işlemi,
sudan daha yoğun olan askıda katı maddelerin veya kimyasal ve biyolojik
işlemlerle çökebilir hale getirilen katı maddelerin yerçekimi etkisiyle
çökeltilmesi suretiyle sudan ayrılmasıdır. Böylece kirleticiler çökebilir katı
maddeler halinde sudan uzaklaştırılarak diğer arıtma ünitelerine geçişleri
engellenir.
Kendiliğinden çökelebilen askıda katı maddelerin giderilmesi ön çökeltim
havuzunda; biyolojik arıtma sırasında oluşan biyolojik yumakların giderilmesi
son çökeltim havuzunda; kimyasal pıhtılaştırma ve yumaklaştırma kullanıldığında
oluşan kimyasal yumakların çökeltilmesi ise kimyasal çökeltim havuzlarında
sağlanır. Çökeltmede amaç, katı maddeleri yeterince uzaklaştırılmış bir
arıtılmış atıksu ve kolayca işlenebilecek kadar yüksek katı madde
konsantrasyonuna sahip bir arıtma çamuru elde etmektir. Çökeltim havuzlarında
sınıftandırma akış şekli esas alınarak yapılabilir. Buna göre, çökeltim
havuzları üç grupta toplanabilir:
-
Yatay ve paralel akımlı
-
Yatay ve radyal akımlı
-
Düşey ve radyal akımlı
Çökeltim havuzları suyun üniform dağıtımını ve akımını sağlayacak
giriş-çıkış yapıları ile teçhiz edilmiş olmalıdır. Yüzeydeki köpük ve tabandaki
çamur birikintilerinin uzaklaştırılması için uygun bir sıyırma tertibatı
bulunmalıdır. Çamur haznesinin büyüklüğü çamurun özelliklerine ve çamur
boşaltma aralıklarına uygun olmalıdır.
Flotasyon (Yüzdürme)
Madde 11 - Flotasyon,
atıksularda bulunan gerek sıvı gerek katı maddelerin yüzdürülerek su yüzeyinde
toplanması ve sıyrılmasını sağlayan bir işlemdir. Flotasyon işlemi sıvı ortama
verilen gaz (genellikle hava) kabarcıklarının, yüzdürülecek tanelere tutunarak
bunları yukarıya doğru birlikte hareket ettirmeleri şeklinde olur. Flotasyonu
kolaylaştırmak üzere katı durumlarda suya uygun kimyasal maddelerin de
eklenmesi mümkündür. Yüzeyde toplanan köpük halindeki yüzdürülmüş maddeler bir
yüzey sıyırma tertibatı ile toplanarak uzaklaştırılır. Taneleri yüzdürmek için
kullanılan hava kabarcıkları şu üç yoldan biri ile elde edilebilir:
a)
Atmosferik basınç
altındaki sıvıya basınçlı havanın kabarcıklar halinde verilmesiyle (disperse
hava flotasyonu),
b) Basınç altında sıvıda havanın çözünmesi ve daha
sonra basıncın kaldırılmasıyla (çözünmüş hava flotasyonu),
c) Sıvının atmosferik basınç altında. havaya doygun
hale getirilmesini takiben vakum uygulanmasıyla (vakum flotasyonu)
Kimyasal Arıtma
Madde
12 - Kimyasal arıtma,
atıksularda kirliliğe neden olan çözünmüş, kolloidal ve askıdaki maddelerin
uzaklaştırılmasını temin veya hızlandırmak amacıyla, çeşitli kimyasal
reaksiyonlardan yararlanılması esasına dayanan genel metodlardır. Kimyasal
arıtma suda çözünmüş halde bulunan kirleticilerin, kimyasal reaksiyonlarla
çözünürlüğü düşük bileşiklere dönüştürülmesi veya kolloidal ve askıdaki
taneciklerin pıhtı ve yumaklar oluşturarak çökeltilmesinin sağlanmasını amaçlar.
Pıhtılaştırma
işlemi genellikle hızlı karıştırma ünitelerinde yapılır. Atıksuyun bu
ünitelerde kalış süreleri 0.5-5 dakika arasında değişmektedir. Pıhtılaştırma
işlemi sonucunda, suda bulunan kolloidler ve kimyasal reaksiyon sonucu oluşan
tanecikler çok küçük yumaklar halinde birleşirler. Bu aşamadan sonra suyun
yavaş bir şekilde karıştırılması, pıhtılaştırma ile oluşmuş bu parçacıklann
birleşerek daha kolay çökebilen büyük yumaklar oluşturmasını sağlar.
Yumaklaştırma ünitelerinde suyun kalış süresi 15-60 dakika arasında değişim
gösterir.
Yumaklaştırma
işlemini hızlandırmak, kullanılan yumaklaştırıcıların miktarlarını azaltmak
veya arıtma verimini artırmak için kil, kalsit, polielektrolit, aktif silika,
çeşitli alkali ve asitler gibi yumaklaştırmaya yardımcı maddeler (koagülant
yardımcısı) kullanılır. Yumaklaştırıcı (koagülant) olarak en çok kullanılan
kimyasal maddeler Al2(SO4)3, AlCl3,
Fe2(SO4)3, FeCl3, CaO, Ca(OH)2
olup, yumaklaştırma yardımcı maddesi olarak en fazla polielektrolitler
kullanılmaktadır.
Kimyasal
yumaklaştırma sonucunda oluşan yumakların çöktürülmesi için çökeltme havuzları
kullanılır. Hızlı karıştırma, yavaş karıştırma ve çökeltme havuzları ayrı
birimler olarak inşa edilebildiği gibi, bunların bir arada yapıldığı bileşik
sistemler de mevcuttur.
Diğer
fiziko-kimyasal arıtma işlemleri olan adsorpsiyon, dezenfeksiyon ve iyon
değiştirme İleri Arıtma Metodları kapsamında verilmiştir.
Biyolojik Arıtma Sistemleri
Madde 13 - Atıksu
bünyesinde bulunan organik ve kısmen de anorganik kirletici maddelerin,
mikroorganizmalar tarafından besin ve enerji kaynağı olarak kullanılmak
suretiyle atıksudan uzaklaştırılmaları esasına dayanan metodlardır. Organik
maddelerin bir kısmı mikroorganizma hücresine, bir kısmı da enerjiye dönüşür.
Aerobik Prosesler
Madde 14 - Aerobik
prosesler arıtmanın oksijenli ortamda gerçekleştiği proseslerdir. Bu prosesler,
mikroorganizmaların konumuna göre askıda büyüme, bağlı büyüme ve ikisinin
birlikte uygulandığı kombine sistemler olarak sınıflandırılır. Birden fazla
prosesin ardarda kullanıldığı ardışık sistemler de mevcuttur.
Askıda büyüme sistemlerinde mikroorganizmaların oksijen ihtiyacı çeşitli
tipteki havalandırıcılarla karşılanır. Bazı durumlarda ise oksijenin biyolojik
olarak alglerle sağlanması mümkündür.
Aktif Çamur Metodu
Madde 15 - Organik
kirliliğin, askıda bulunan mikroorganizmalar yardımıyla giderildiği bir arıtma
metodudur. Aktif çamur havuzu içindeki karışık sıvıda mikroorganizmaların
askıda tutulması esastır. Bu amaçla, genellikle difüzörler veya yüzeysel havalandırıcıların
kullanımı yeterli olmaktadır. Tam karışımlı veya piston akımlı olarak
projelendirilebilen aktif çamur tesislerinde atıksu biyolojik üniteyi takiben
bir çökeltim havuzuna geçer. Burada büyük oranda mikroorganizmalardan oluşan
çökeltim özelliği arttırılmış biyolojik yumaklar sudan ayrılır. Böylece
arıtılan su gerekli standartları sağladığı takdirde tesisi terkeder. Çöken
çamurun bir kısmı havalandırma havuzunda istenen mikroorganizma
konsantrasyonunu korumak üzere geri gönderilir, artan fazla çamur ise çamur
işleme ünitelerine gönderilerek bertaraf edilir. Biyolojik kütlenin aktif çamur
sisteminde kalış süresi, organik maddeyle yüklenme miktarı ve atıksuyun
sistemdeki bekleme süresine göre çeşitli aktif çamur alternatifleri
kullanılabilir. Bunların başlıcaları klasik, .yüksek hızlı ve uzun
havalandırmalı aktif çamur sistemleridir.
Nitrifikasyon ve Denitrifikasyon Sistemleri
Madde 16 - Aktif çamur
tesislerinde temel amaç, karbonlu organik maddelerin giderilmesidir. Ancak BOİ
yaratan azotlu maddelerin de oksidasyonu istenebilir. Söz konusu azot
bileşiklerinden en önemlisi amonyumdur. Nitrifikasyon işlemiyle amonyak
biyolojik olarak nitrata yükseltgenir.
Pratikte nitrifikasyon işlemi organik karbonlu maddenin giderilmesi için
kullanılan reaktörde gerçekleştirilebileceği gibi, onu izleyen ayrı bir
reaktörde de sağlanabilmektedir. Denitrifikasyon ise, azot bileşiklerinin
nitrata oksitlenmesinden sonra, nitratın oksijensiz şartlarda parçalanarak azot
gazına dönüştürülmesi işlemidir.
Stabilizasyon Havuzları Sistemi
Madde 17 - Bu arıtma
sistemleri atıksuların ağırlıklı olarak doğal metodlarla arıtıma tabi
tutulduğu, büyük hacimli geniş alanlı, uzun bekletme süreli arıtma
üniteleridir. Bu tesisler arıtımı gerçekleştiren biyokimyasal faaliyetlerin
özelliklerine göre çeşitli sınıflara ayrılabilirler. Sözkonusu faaliyetler
sıcaklık ve güneş radyasyonu gibi ortam özelliklerine bağımlı oldukları gibi,
havuzların hacimsel kirlilik yüklemeleri ve geometrik özelliklerine de
bağımlıdır. Genellikle toprak yapılar şeklinde inşa edilirler. Bu takdirde bu
havuzlar lagün olarak da adlandırılmaktadır. Stabilizasyon havuzları başlıca
aşağıdaki gruplara ayrılır:
- Anaerobik stabilizasyon havuzları
- Fakültatif stabilizasyon havuzları
- Aerobik stabilizasyon havuzları
- Olgunlaştırma havuzları
Anaerobik Stabilizasyon Havuzları
Madde 18 - Fazla miktarda
organik madde ve katı madde içeren atıksuların arıtımında kullanılırlar.
Hacimsel organik madde yükü yüksek olan bu havuzlar, tipik olarak derin toprak
yapılar olup, ısı kaybını önlemek ve anaerobik reaksiyon şartlarını sağlamak
amacıyla 6 m derinliğe kadar inşa edilebilirler. Havuzlarda askıdaki maddeler
dibe çökelerek stabilize olurlar. Bu tür havuzların hacimsel kirlilik yükü
100-400 g BOİ5/m3. gün mertebesindedir. Anaerobik
havuzlarda, atıksuların ortalama bekleme süresi 5 günden azdır.
Fakültatif Stabilizasyon Havuzları
Madde 19 - Fakültatif
havuzlarda aerobik bakterilerin ve alglerin bulunduğu bir yüzey tabaka ile dip
kısımda anaerobik bakterilerin faaliyet gösterdiği bir alt anaerobik tabaka
vardır. Bu iki tabaka arasında ise kısmen anaerobik bir ortam ile her iki
ortama da adaptasyon gösterebilen fakültatif bakteriler bulunur. Fakültatif
stabilizasyon havuzlarının derinliği 1-2.5 m kadar, bekleme süresi ise 7-20 gün
arasındadır. Bekleme süresi iklim şartlarına bağlı olarak 100 güne kadar
çıkabilir. Alansal kirlilik yükü 50-280 kg BOİ5/hektar.gün
mertebesindedir.
Aerobik Stabilizasyon
Havuzları
Madde 20 - Aerobik
stabilizasyon havuzuna gelen organik maddelerin ayrıştırılması bakteriler ve
alglerin yardımı ile olur. Algler fotosentez sırasında, güneş enerjisini de
kullanarak, anorganik besin maddeleri ve karbon dioksitle hücre sentezi
yaparken oksijen açığa çıkarırlar. Açığa çıkan oksijen, heterotrof bakteriler
tarafından kullanılır. Bakteriler atıksu da bulunan organik maddeyi enerji
kaynağı olarak kullanırlar.
Aerobik stabilizasyon havuzları genellikle düşük hacimsel organik madde
yüküne sahip, 1.5 metreden sığ havuzlardır. Böylece, havuzun tüm derinliği
boyunca oksijen sağlanması mümkün olur. Bekleme süresi 10-40 gün olup, yüzeysel
kirlilik yükü 40-120 kg BOİ5/hektar.gün kadardır.
Olgunlaştırma Havuzları
Madde 21 - Olgunlaştırma
havuzlarının amacı, arıtılmış atıksuların kalitesinin daha iyileştirilmesi
tesislerin toplam organik madde giderim veriminin yükseltilmesi ve bakteri
gideriminin sağlanmasıdır. Bu tür sistemler fakültatif veya aerobik
stabilizasyon işlemlerinden sonra kullanılabilecekleri gibi, klasik biyolojik
arıtma sistemlerini takiben de kullanılabilirler. Atıksuların bu sistemlerdeki
bekleme süreleri 5-20 gün arasında değişebilir, alansal kirlilik yükü 15 kg BOİ5/ha.gün’den
küçük olmalıdır. Olgunlaştırma havuz veya lagünlerinde çeşitli su bitkilerinin
yetiştirilmesi ve/veya balık üretimi bu sistemlerdeki arıtma verimlerini
arttırabileceği gibi, üretilen bitkisel veya hayvansal protein de ekonomik
olarak değerlendirilebilir. Bu havuzlar 1.5 m den sığ havuzlardır.
Havalandırmalı Lagünler
Madde 22 - Havalandırmalı
lagünler, esasta aktif çamur metoduna benzer özellikler gösterirler. Ancak
bunlarda son çökeltim havuzundan sonra biyolojik çamur geri dönüşü uygulanmaz.
Ayrıca; havalandırmalı lagünlerdeki atıksu bekleme süreleri diğer aktif çamur
sistemlerine kıyasla çok daha uzundur. Bu tür sistemlerde oksijen temini dışarıdan
suni olarak verilenin yanısıra, sistemdeki fotosentez reaksiyonlarıyla da
gerçekleşir. Havalandırmalı lagünlerde havuz hacmi başına verilen organik
madde, diğer aktif çamur sistemlerine kıyasla çok düşüktür. Havalandırmalı
lagünlerden sonra bir çökeltme işlemi yer alır. Bu lagünlerin derinlikleri
genellikle 3-5 m arasındadır. Havalandırma işlemleri sonucunda tüm lagün
derinliği boyunca oksijenli bir ortam yaratılması durumunda bu tür lagünlere
tam aerobik havalandırmalı lagünler denir. Sadece yüzeye yakın tabakaları
oksijenli, dip tabakaları ise oksijensiz olan sistemlere fakültatif
havalandırmalı lagün adı verilir.
Damlatmalı Filtre
Madde 23 - Organik
atıkların bir yüzeye bağlı mikroorganizmalar tarafından giderildiği bir arıtma
metodudur. Damlatmalı filtreler taş veya plastik dolgu malzemesinden oluşurlar.
Atıksu bu filtre yatağından geçerken; dolgu malzemesi üzerinde bakteriler bir
biyofilm tabakası oluşturur. Kullanılan dolgu malzemesinin arasında boşluklar
bulunur. Böylece, mikroorganizmaların dolgu malzemesi üzerinde bir tabaka
halinde yaşamaları, organik maddelerle beslenmeleri ve hava geçişi sağlanır.
Mikroorganizmalar belirli bir kalınlığa ulaştıktan sonra, dolgulardan koparlar,
çıkış suyundaki bu biyofilm parçacıkları son çökeltim havuzlarında çökeltilerek
sudan ayrılırlar.
Damlatmalı filtrelerin boyutlandırılması yüzeysel hidrolik yük (m3/m2/gün),
hacimsel organik yükleme (kg BOİ5/m /gün) ve geri dönüş oranı esas
alınarak yapılır.
Damlatmalı filtreler ünitede sağlanan yüzeysel hidrolik, yük ve hacimsel
organik yükün büyüklüğüne göre yüksek hızlı ve büyük hızlı olmak üzere iki tip
olabilmektedir.
Biyodisk ve Biyokafes Sistemleri
Madde 24 - Biyodisk
tesisleri, bakterilerin üzerinde üremesi için uygun bir yüzeyi sağlayacak
şekilde yapılmış, gelen atıksuyun muhtemel korozif özelliğinden etkilenmeyecek,
mesela plastik (stropor gibi) malzemelerin diskler halinde, döner bir şaft
üzerine yerleştirildiği veya içi dolgu malzemesi ile dolu tambur şeklindeki
silindirik bir yapıdan oluşur. Bu silindirlerin genelde uygulanabilir çapları
1.5-3.0 metredir. Şaftın her 1 metresine 2 cm aralıklarla 20-30 adet disk
yerleştirilebilir. Şaftın uzunlugu 6 m’ye kadar olabilir. Dolgulu tambur
tiplerinde ise istenen toplam yüzey sağlanacak şekilde boyutlandırma yapılır.
Bunların her biri ayrı bir silindir haznesine, % 45’i su içinde batık olacak
tarzda monte edilir.
Dolgu Yataklı Reaktörler
Madde 25 - Dolgu yataklı
reaktörler, mikroorganizmaların tutunması için bir dolgu maddesi içeren
biyofilm sistemleridir. Tipik bir dolgu yataklı reaktörde hava alt kısmından
havalandırıcılar yardımıyla verilir.
Aktif Çamur/Damlatmalı Filtre Ardışık Sistemleri
Madde 26 - Çeşitli arıtma
metodlarının kombinasyonunu yapmak suretiyle çok sayıda arıtma akım şeması
çıkarmak mümkündür. Böylece tek başına yeterli arıtmayı sağlayamayan aktif
çamur ya da damlatmalı filtre sistemleri birarada kullanılarak belli bir çıkış
suyu kalitesini sağlamak mümkün olur. En sık kullanılan iki arıtma şeması
damlatmalı filtreyi takiben aktif çamur havuzu ile, aktif çamur havuzunu
takiben damlatmalı filtre kombinasyonlarıdır.
Anoksik Sistemler
Madde 27 - Anoksik
sistemler, anaerobik sistemlerden biyokimyasal adımların aerobik işlemlere
benzemeleri, ancak oksijensiz ortamda gerçekleştirilmeleri ile ayrılırlar.
Nitratın azot gazına dönüştürülmesi suretiyle yapılan azot giderimi, anoksik
(oksijensiz) bir işlem olup, bu arıtma askıda büyüme ya da bağlı büyüme
şeklinde gerçekleştirilebilir. Ortamda hidrojen sülfür oluşumu başladıktan
sonraki ortam koşulları anaerobik olarak kabul edildiğinden, anoksik koşullar
yalnızca denitrifikasyon için geçerlidir.
a)
Askıda büyüme
denitrifikasyonu : Askıda büyüme denitrifikasyonu, genellikle pis ton akışlı
aktif çamur sistemlerinde gerçekleştirilir. Anaerobik bakteriler, büyüme için
gerekli enerjiyi nitrifikasyon sonucu oluşan nitratın azot gazına dönüşmesi
sırasında temin eder, ancak hücre gelişimi için bir dış karbon kaynağı
gereklidir. Nitrifikasyonun gerçekleştiği ortamlarda karbonlu maddelerin az
olması nedeniyle, karbon kaynağı olarak ham atıksu (evsel), metanol veya azot
ve fosfor açısından zengin olmayan endüstri atıksuları kullanılabilmektedir.
b)
Bağlı büyüme
denitrifikasyonu : Bağlı büyüme denitrifikasyonu, içerisinde taş veya plastik
dolgu malzemesi bulunan bir ortamda gerçekleştirilir. Dolgu maddesinin
boyutlarına bağlı olarak, bu işlem bir çökeltim havuzu tarafından izlenebilir.
Dolgu yatakta tıkanmaların engellenebilmesi için periyodik olarak geri yıkama
gerekebilir. Bu işlemde de, askıda büyüme denitrifikasyonunda olduğu gibi, bir
dış karbon kaynağı genellikle gereklidir.
Anaerobik Sistemler
Madde 28 - Anaerobik
sistemler, organik maddenin anaerobik koşullarda ayrıştırıldığı işlemler olup,
mikroorganizmaların konumuna göre askıda büyüme ve bağlı büyüme ünitelerinden
oluşabilir.
Bu sistemlerde organik ve anorganik maddeler moleküler oksijensiz ortamda
ayrıştırılır. Çoğunlukla arıtma çamurları ve yüksek konsantrasyonda organik
madde içeren endüstriyel atıksular için uygulanan bu işlemde, organik madde
biyolojik olarak metan (CH4) ve karbondioksite (CO2)
dönüştürülür.
Organik atıklar ısıtılan (35 °C - 60 °C) bir çürütme tankında anaerobik
ayrışma yaratan mikroorganizmalar yardımıyla ayrışmaya bırakılır. Basit
karıştırmasız çürütücülerde 30-60 gün bekleme süresi gereklidir. Yüksek hızlı
çürütücülerde bekleme süresi daha kısa (10-20 gün) olup, sistem sürekli
karıştırılır. Çürütme tankları silindirik veya yumurta kesitli olarak
yapılırlar. Gerektiğinde sistemi terkeden katı maddeler geri çevrilir.
Anaerobik Filtreler
Madde 29 - Damlatmalı
filtrelere benzerler, burada giriş suyu tabandan verilir. Mikroorganizmalar
dolgu malzemesi yüzeylere ve duvarlara yapışarak büyürler. Yüksek
konsantrasyondaki çözünmüş organik atıkların arıtılması için uygundur.
Anaerobik filtreler diğer anaerobik işlemlere göre daha düşük sıcaklıklarda
çalışırlar. Anaerobik filtreler orta derecede kuvvetli atıksuların
arıtılmasında da kullanılabilirler.
Ardışık Aerobik/Anoksik ya da Anaerobik Sistemler
Madde 30 - Ardışık
sistemler, birden fazla arıtma işleminin ardarda ünitelerde gerçekleştirildiği
sistemlerdir. Ardışık aerobik/anoksik ya da aerobik/anaerobik sistemler,
anaerobik, fakültatif, olgunlaştırma havuzları veya lagünlerinin herhangi bir
kombinasyonu şeklinde uygulanabilir. Nitrifikasyon-denitrifikasyon işlemleri de
ardışık ünitelerde yapılabilir.
Genel Esaslar
Madde 31 - İleri ve/veya
son arıtma genelde, klasik biyolojik arıtmadan çıkan atık suyun kalitesini
daha fazla iyileştirmek için uygulanan arıtma olup, burada, azot ve fosfot
giderme, filtrasyon, adsorpsiyon, dezenfeksiyon, iyon değiştirme,
ultrafiltrasyon, ters ozmoz ve kimyasal çöktürme metodları verilmektedir.
Azot Giderme
Madde 32 - Atıksuyun
içerdiği amonyum iyonları azot bakterileri yardımıyla nitrifikasyon kademesinde
önce nitrite ve sonra nitrata dönüştürülür, daha sonra denitrifikasyon
kademesinde anoksik şartlar altında azot gazı halinde (N2) sudan
uzaklaştırılır. Nitrifikasyon için yüksek çamur yaşları ve düşük çamur yükleri
gereklidir.
Fosfor Giderme
Madde 33 - Atıksularda
bulunan fosfor bileşiklerini arıtmak için kimyasal ve biyolojik metodlar ayrı
ayrı veya birlikte kullanılır. Fosfor bileşiklerinin kimyasal olarak
arıtılmasında alüminyum tuzları, demir tuzları ya da kireç kullanılabilir. Bu
işlemlerde fosfor, yüksek pH değerlerinde fosfat tuzları halinde çöktürülür.
Biyolojik metodlarla fosfor arıtımı, biyolojik arıtma sırasında fosfatın
mikroorganizmalarca alınması ile olur. Aktif çamur işlemi ile atıksudan 2-3
mg/1 fosfat fosforu uzaklaştırılabilmektedir: Diğer bir metod da kimyasal
arıtmanın biyolojik arıtma ile birlikte kullanılmasıdır. İleri fosfor arıtımı
için alglerin yoğun olarak üretilerek hasat edildiği sığ alg lagünleri de
kullanılabilir. Hasat edilen algler, hayvan yemi veya biyogaz üretiminde
hammadde olarak degerlendirilebilir.
Filtrasyon
Madde 34 - Biyolojik ve
kimyasal arıtma işlemlerini takip eden çökeltim havuzlarında yeterince
giderilemeyen askıda katı maddelerin ve kolloidlerin tutulması için uygulanan
bir işlemdir. Granüle filtre yatağı içinde biriken askıda katı maddelerin
giderilmesi için, filtre geri yıkama işlemine tabi tutulur.
Atıksu arıtımında son işlem olarak kullanılan filtreler akış doğrultusuna
göre aşağı akışlı ve yukarı akışlı olarak; kullanılan filtre malzemesine göre
tabakalı veya tek tip malzemeden oluşan filtreler olarak; hidrolik şartlara
göre serbest yüzeyli ve basınçlı filtreler olarak sınıflandırılırlar.
Filtrelerde kum, çakıl, granit, antrasit ve benzeri türden dolgu
malzemeleri kultanılır. Diğer bir filtrasyon metodu ise, arıtılacak atıksuyu
sentetik veya metal elyaflı dokuma elek yüzeylerinden geçirmektir. Mikroelek
olarak anılan bu tambur eleklerde tutulan katı maddeler sürekli olarak
uzaklaştırılabilirler.
Adsorpsiyon
Madde 35 - Adsorpsiyon
işlemi, klasik arıtma ile arıtılması güç olan ve zehirlilik, renk, koku
kirliliği yaratan kimyasal maddelerin adsorplayıcı bir katı madde (adsorban)
yüzeyinde kimyasal ve fiziksel bağlarla tutunmasıdır. Bazı durumlarda istenen
bir çıkış suyu kalitesinin sağlanabilmesi için; biyolojik ve/veya kimyasal
arıtmadan çıkan su, bir aktif karbon ortamından geçirilerek suda kalan
kirletici maddeler giderilebilir. Yerine göre adsorpsiyon bir ara kademe işlemi
de olabilir.
Aktif karbon toz veya taneli (granül) olarak kullanılır, Taneli aktif
karbonla iyi bir temas sağlamak için, atıksu, ya sabit yataklı bir kolona
yukarıdan aşağıya, ya da sabit veya akışkan bir yatağa aşağıdan yukarıya
verilir. Aşağı akışlı kolonlarda biriken maddelerin neden olduğu aşırı yük
kaybını önlemek amacıyla, geri yıkama işlemi yapılır, akışkan yatakta tıkanma
sözkonusu olmadığı için geri yıkama gerekmemektedir. Ekonomik kullanım için
adsorplama kapasitesi tükenen taneli aktif karbonun rejenere edilmesi gerekir:
Çıkış suyu kalitesinde belli bir sınır değere ulaşıldığında kolon boşaltılarak,
aktif karbon dejenerasyona alınır.
Toz haldeki aktif karbon kullanımı ise bir temas havuzunda olur.
Biyolojik veya fiziko kimyasal arıtmadan çıkan suya toz aktif karbon ilave
edilir, yeterli temas süresi sonucunda karbonun havuzun dibine çökmesi
sağlanır, arıtılmış su havuzdan uzaklaştırılır. Bazı özel uygulamalarda, toz
aktif karbonun biyolojik üniteye ilave edilmesi de mümkündür. Toz aktif
karbonun rejenerasyonu mümkün değildir.
Dezenfeksiyon
Madde 36 - Hastalık yapan
patojen mikroorganizmaların öldürülmesi işlemidir. İyi bir dezenfeksiyon için
yeterli temas süresi sağlanmalıdır.
Dezenfektan olarak kullanılan kimyasal maddeler: klor ve bileşikleri,
brom, iyot, ozon, fenol ve fenolik bileşikler, alkoller, ağır metaller ve tuzları,
boyalar, sabunlar ve sentetik maddeler, kuaterner amonyum bileşikleri, hidrojen
peroksit, çeşitli asitler ve alkalilerdir. Bu maddeterin içinde gerek içme suyu
arıtımında gerekse atıksu arıtımda en çok kullanılanı klor ve bileşikleridir.
Ozon çok etkili fakat pahalı bir dezenfeksiyon maddesidir. pH ≥ 11 ve
pH ≤ 3 şartları bakterilere toksik etki yaptığından bazı
asitler ve bazlar da patojenik bakterilerin yok edilmesinde etkilidir.
Nötralizasyonla atıksu normal pH durumuna getirilmelidir.
Fiziksel metodlarda ise su pastörizasyon noktasına kadar (67 °C)
ısıtılarak spor teşkil etmeyen patojen bakterilerin büyük kısmı yok edilir.
Morötesi ışınlar ve güneş ışığı da iyi bir dezenfeksiyon aracıdır.
İyon Değiştirme Metodu
Madde 37 - Özel durumlarda
endüstriyel atıksu arıtımında ve endüstriyel proses sularının hazırlanmasında
kullanılan bir ileri arıtma metodudur.
Sistemin prensibi, su veya atıksu bünyesindeki istenmeyen anyon veya
katyonların uygun bir anyon veya katyon tipi iyon değiştirici kolonda tutulmasıdır.
İyon değişimi sağlayan maddeler: alüminyum silikatlar, zeolit, sentetik
reçineler ve sülfolanmış karbonlu maddelerdir.
İyon değiştirici ortamının faydalı ömrü, değiştirilen iyon miktarına,
geçen atıksu debisine ve bu ortamı rejenere etmek için gerekli çözeltinin
konsantrasyonuna bağlıdır. Çoğunlukla anyon ve katyon değiştiriciler ayrı ayrı
kullanılırlar. Suların bulanık olması ve kolloid içermesi, reçinenin aktif
yüzeyini azalttığı için sakıncalıdır.
Ters Ozmoz Metodu
Madde 38 - Özellikle tatlı
su kaynaklarının sınırlı olduğu yerlerde, deniz suyundan içme suyu temininde,
atıksuyun yeniden kullanılabilmesini sağlamak ve/veya yüksek kalitede su elde
etmek ve kirlenme kontrolu gibi amaçlarla çoğunlukla endüstriyel atıksuların
arıtılmasında uygulanan bir ileri arıtma metodudur.
Endüstriyel uygulamalarda değerli bileşikler içeren atıksu, ters ozmoz
işleminden sonra geri devir edilerek üretimde tekrar kullanılabilir. Elektronik
endüstrisi gibi çok saf su gerektiren endüstrilerde, yüksek kalitede su
gerektiren gıda ve meşrubat sanayi kullanma suları için veya kazan besleme
sularının arıtılmasında ters ozmoz işlemi kullanılabilir.
Kentsel atıksuların yeniden kullanımı düşünüldüğünde ikincil arıtma çıkış
sularında ters ozmoz uygulanabilir.
Ters ozmozda; birinde tatlı su, diğerinde arıtılacak atıksu bulunan iki
hazne yarı geçirgen sentetik bir membran ile birbirinden ayrılmıştır.
Arıtılacak atıksudaki çözünmüş tuzların neden olduğu ozmotik basınçtan daha
büyük bir basınç uygulamak suretiyle, suyun yarı geçirgen membrandan tatlı su
haznesine geçişi sağlanır. Uygulamada ters ozmoz sistemlerinde, dengedeki
ozmotik basıncın 4-20 misli bir basınç kullanılır. Bu değer atıksu için
yaklaşık 4000 kPa'dır.
Ultrafiltrasyon Metodu
Madde 39 - UItrafiltrasyon
işlemi yarı geçirgen membranların kullanıldığı ters ozmoz işlemine benzeyen
basınçlı membran filtrasyon metodudur. Ters ozmoz işlemine göre daha düşük
basınç uygulanır.
Bileşiminde makromolekül ve kolloid özellikte madde bulunan atıksular
ultrafiltrasyon yöntemi ile arıtılabilirler. Bu maddelerin geri devri veya geri
kazanımı istenirse, konsantre hale getirilen katı maddeler yan ürün olarak
değerlendirilebilir. Genellikle endüstriyel proses suları için kullanılması
düşünülebilir.
Kimyasal Çöktürme Metodu
Madde 40 - Kimyasal çöktürme;
çözünmüş ve askıdaki katı maddelerin fıziksel ve/veya kimyasal durumunu
kimyasal madde ilavesiyle değiştirerek çökelmeyi kolaylaştırma işlemidir.
Çöktürme temel olarak ilave edilen kimyasal maddenin kirletici maddeyi
sürüklemesi ile veya çökebilir hale getirmesiyle gerçekleşir. Bazı durumlarda
kimyasal madde ilavesi, atıksudaki çözünmüş madde konsantrasyonunun artışına
neden olabilir.
Kimyasal çöktürme standartlara uyum sağlamak için aşağıdaki durumlarda
kullanılabilir;
-
Atıksu özellikleri mevsimsel değişimler gösterirse,
- Orta
derecede bir arıtma gerektiğinde,
-
Çökeltim işlemini kolaylaştırmak ve/veya iyileştirmek için.
Ayrıca
ağır metal ve diğer toksik maddelerin giderilmesi amacıyla ön arıtma işlemi
olarak kimyasal çöktürme uygulanabilir. Alıcı ortamın özelliğine bağlı olarak
çıkış suyunda özel fosfor giderimi gerektiğinde, kimyasal çöktürme iyi bir
çözüm niteliğindedir.
Kimyasal çöktürmede kullanılan kimyasal maddeler Al2(SO4)3,
FeSO4, Ca(OH)2, FeCl3, Fe2(SO4)3
ve polielektrolitlerdir.
Genel Esaslar
Madde 41 - Atıksuların
arıtılması sırasında, kendiliğinden çökelebilen katı maddeler ile biyolojik
veya kimyasal işlemler sonucunda çökebilir veya yüzebilir hale getirilen katı
maddeler çökeltilerek veya yüzdürülerek atıksudan ayrılırlar. Böylece konsantre
hale getirilmiş olarak ayrılan kirliliğin oluşturduğu “arıtma çamurları”nın da
yeni çevre kirlenmelerine neden olmaması için tedbirler alınması gerekmektedir.
Organik madde içeriği yüksek çamurların anaerobik çürütülmesi ile metanca
(CH4) zengin biyogaz elde edilmesi mümkündür. Biyogaz üretimi yapan
çürütme kulelerinin hacimce ekonomik sınırı 400-12000 m3
arasındadır. Gerekli reaktör hacmi 400 m3 den büyük olan tesislerde
çamur çürütme için anaerobik stabilizasyon, daha küçük tesislerde ise aerobik
stabilizasyon metodu uygulanır. 20 bin eşdeğer nüfustan büyük ısıtmalı
anaerobik çamur çürütme tesislerinde biyogaz değerlendirilmesi yapılması uygun
olur.
0.2 kg BOİ5/m3.gün’den küçük hacimsel organik yüke
sahip ön çökeltimsiz uzun havalandırmalı aktif çamur sistemlerinde yapılan
atıksu arıtılmasında oluşan çamurlar yeterince stabilize olduklarından ilave
bir çamur stabilizasyon işlemine ihtiyaç duyulmaz.
Arıtma çamurlarına uygulanan işlemler sırasında, her kademede ayrılan
çamur suyu; arıtma sisteminin başına geri verildiğinden ve arıtma üniteleri
için ilave bir yük oluşturduğundan arıtma tesisinin boyutlandırılması sırasında
bu durumun gözönüne alınması gerekmektedir.
Çok sayıda küçük arıtma veya ön arıtma tesislerinin bulunduğu yörelerde
çamur stabilizasyonu ve su alma işlemleri merkezi tesislerde yapılabilir. Ancak
bu durumda çamur su alma işleminden sonra çıkacak çamur suyunun getireceği
kirlilik yükü ve giderme esasları dikkate alınmalı ve gerekli tedbirler
getirilmelidir.
Çamur Yoğunlaştırma
Madde 42 - Arıtma
tesislerinin çökeltim havuzlarında çökeltilen çamurların katı madde içerikleri
düşük (% 0.6-2 katı madde) oldugundan, bu oranı arttırmak ve çamur hacmini
azaltmak için yoğunlaştırma işlemi uygulanır. Bu işlemlerle çamurların katı
madde içerikleri % 6.5-12 katı maddeye çıkarılır.
Çamur yoğunlaştırma işlemleri çözünmüş havalı flotasyon sistemleriyle de
sağanabilir. Bilhassa fazla aktif çamur ve kaba floklu kimyasal çamurlar
flotasyonla daha kolay yoğunlaşabilmektedir.
Ayrıca yoğunlaştırıcı santrifüjler, mikro elekler veya elek tamburları
kullanılarak mekanik olarak yoğunlaşma sağlanması da mümkündür.
Çamur Stabilizasyonu
Madde 43 - Yoğunlaştırılan
çamurun kimyasal olarak stabilizasyonu kimyasal madde ilavesiyle, biyolojik
olarak stabilizasyonu ise anaerobik veya aerobik stabilizasyon ya da
kompostlaştırma işlemi ile yapılır. Bu metodlar aşağıda kısaca tanıtılmıştır:
a)
Anaerobik çamur
stabilizasyonu: Bu amaçla aşağıdaki çamur çürütme kuleleri kullanılabilir:
- Basit çürütme kuleleri: Genelde ısıtma ve
karıştırma yapılmaz ve çürütülmekte olan çamurdaki katı madde miktarı kontrol
edilmez;
-
Isıtmalı ve karıştırmalı çamur çürütme kuleleri: Çamur yoğunlaştırıcıdan gelen
veya son çürütme bölmesinden geri dönen çamurun katı madde miktarları kontrol
edilerek çamur yükü ve konsantrasyonu ile sıcaklık kontrol altında
tututabilmektedir.
Çürütme kuleleri boyutlandırılırken teknik olarak
öngörülen gazlaşmanın en az % 90’ının gerçekleşmesi sağlanmalıdır. Anaerobik
çürütme işlemi sıcaklık, pH değişimleri ve toksik maddelere karşı çok
hassastır. Özellikle çamur çürütme işlemi yapılan arıtma tesislerinde toksik
madde kontrolu sıkı bir şekilde yapılmalıdır. Toksik madde içeren atıksu
kaynaklarının ön arıtma işlemleri yapılarak, anaerobik olarak stabilize
edilecek arıtma çamurlarında oluşacak toksik madde miktarlarının Tablo 1’de
verilen değerlerin altında kalması sağlanmalıdır.
Çamur çürütme tesislerinden elde edilen biyogazın
kullanımına göre gaz deposu yapılır. Depo hacmi günlük üretilen gazın en az %
25’ini depolayacak kadar olmalıdır. Biyogaz, yalnızca arıtma tesisinin
kompresör ve pompalarını tahrik eden gaz motorlarında kullanılıyor ise,
haftalık dengeleme yapılmalıdır.
Biyogazın oluştuğu, iletildiği ve depolandığı yerlerde
gaz kaçakları ve patlamalara karşı yeterli tedbirler alınmalıdır.
b)
Aerobik çamur
stabilizasyonu: Aerobik çamur stabilizasyonu tesisleri, anaerobik sistemlere
nazaran toksik madde ve şok besleme durumlarına karşı daha toleranslıdırlar.
Aerobik olarak stabilize olmuş çamurların su atma ve yoğunlaştırma işlemleri
genellikle daha kolay ve daha verimlidir. Stabilizasyon süresinin ve veriminin
tespitinde; sıcaklık, biyokimyasal oksijen ihtiyacı ve karıştırma belirleyici
olmaktadır. 45 °C’nin üstünde iletilen termofilik aerobik sistemlerde hem
bekleme süresi kısalmakta, hem de termik dezenfeksiyon sağlanabilmektedir.
Şayet ön çökeltim çamurları birlikte stabilize edilecekse koku sorunu için
yeterli tedbir alınmalıdır.
c)
Kompostlaştırma:
Kompostlaştırma, su muhtavası % 50-60 olan organik maddderle yapılan doğal bir
aerobik stabilizasyon işlemidir. Taze veya çürütülmüş arıtma çamurları; ağaç
talaşı, saman, evsel çöp gibi organik karbon içeriği yüksek olan maddelerle
karıştırılıp; gözenekli ve daha az sulu hale getirilerek havalandırıldıklarında
termolitik olarak ayrışmakta ve stabilize olmaktadırlar.
Çamur Nemini Alma İşlemleri
Madde 44 - Nem alma
işlemleri doğal ya da mekanik metodlar uygulamak suretiyle yapılır. Bu metodlar
aşağıda verilmiştir:
a)
Doğal nem alma metodları;
Doğal nem alma yataklarına yalnız aerobik, anaerobik veya kimyasal olarak
stabilize edilmiş arıtma çamurları verilebilir: Aşırı koku etkiteri nedeniyle,
stabilize edilmemiş organik içerikli arıtma çamurları kurutma yataklarına ve
çamur lagünlerine verilemezler.
Doğal nem alma; çakıl ve kum yatak üstüne
ortalama 20 cm’lik tabaka halinde verilen sulu çamurun, suyunu kum tabakada
drenajla ve kısmen de buharlaşma ile kaybetmesi işlemidir. Su alma işlemi 20-30
günde tamamlanır ve bu süre sonunda oluşan çamur keki kürek veya makineyle
küreyerek uzaklaştırılır. Aynı alan yeniden kullanılır. Doğal nem alma
yataklarında iklim ve mevsim şartlarına göre çamur yükü 150-400 kg KM/m2-yıl
arasında değişmektedir. Nem alma amacıyla çamur lagünleri de kullanılabilir. Çamur
lagünlerinde küreme yapılmaz, lagün doluncaya kadar işletmeye devam edilir.
Dolunca terk edilir veya çamur keki boşaltılarak başka yere taşınır.
b)
Mekanik nem alma
metodları: Koku sorunu ve fazla alan gereksinmesi nedeniyle doğal su alma
yerine mekanik nem alma metodları kullanılabilir. Mekanik nem atma
metodlarında;
- Santrifüjler
- Filtrepres
- Beit filtre (Bant filtre)
- Torba filtre
üniteleri kullanılmaktadır. Metod seçiminde
çamurun özellikleri cinsi, ulaşılmak istenen katı madde konsantrasyonu, tesis
kapasitesi ve kullanılan çamur şartlandırma maddelerinin cinsi ve miktarı
etkili olmaktadır.
Mekanik nem atma ünitelerinin kapasitelerinin
belirlenmesinde gerekli değerler deneysel olarak pilot tesisler ve laboratuvar
denemeleri yardımı ile bulunur. Bu amaçla, çeşitli uygulama sonuçlarından elde
edilmiş olan ve Tablo 2’de verilen ortalama değerler de kullanılabilir.
Genel Esaslar
Madde 45- Denize karışım
sırasında atıksular öncelikle kıyıdaki son pompajdan veya kanalizasyon
sisteminin son bölümündeki düşüden kaynaklanan enerji yardımıyla difüzör
deliklerinden denize püskürtülürler. “Birinci seyrelme”olarak tanımlanan ilk
faz, atıksuyun kendi taşıdığı bu enerji ve atıksuyun deniz suyu ile yoğunluk
farkından kaynaklanan deniz içindeki hareketinden ve bu hareket sırasında temiz
deniz suyuyla karışımından meydana gelir ve atıksuyun başlangıçta sahip oldugu
kinetik ve potansiyel enerjinin tümüyle alıcı ortama transfer olduğu noktada
sona erer. Bu şekilde meydana gelen atıksu ve deniz suyu karışımının
oluşturduğu “atıksu bulutu” deniz ortamının doğal hareketlerine terkedilir.
Atıksu bulutunun deniz dibi veya derinlik boyunca herhangi bir tabakada gömülü
kalması mümkün oldugu gibi, derinliğin yetersiz olduğu deniz kesimlerinde veya
özel deniz koşulları altında bulut yüzeye de çıkabilir. Atıksu bulutunun
hareketi, bulunduğu derinlikteki akıntılarla ilgilidir. Çok durgun ve
hareketsiz bir denizde, bulut ilk meydana geldiği noktayı merkez alarak çok
yavaş bir hızla yayılıp seyrelir. Derinlerde gömülü kalan batık atıksu
bulutları, o derinlikteki akıntılara kapılarak yüzeydeki gözlemlere göre farklı
yönlerde de uzaklaşabilir. Atıksu bulutunun büyüme ve uzaklaşma hareketi
sırasında bulutu çevreleyen denizsuyu ile karışarak seyrelmesi “ikinci
seyrelme” olarak adlandırılır.
Denize boşaltılan atıksularda, bulunan kirlilik parametrelerinin “Su
Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği”nin 34’üncü maddesine göre verilen Tablo 22’deki
kriterlere uyması gereklidir. Atıksu deniz ortamına verildikten sonra “Su
Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği”nin eki Tablo 23’te ve 4’te verilen deniz
ortamına ait özelliklere uyum sağlamalıdır. Ayrıca, derin deniz deşarjlarında
Suda Tehlikeli ve Zararlı Maddeler Tebliği’nde getirilen kısıtlamalara uyulması
gerekir.
Deniz deşarj projelerinde, denizin bakteriyolojik kalitesi, indikatör
olarak kullanılan toplam veya fekal koliform grubu canlıların belirti bir
konsantrasyonun altında tutulması ile sağlanır. Deniz ortamında bu türden
kirleticilerin, atıksuların deniz içerisine boşaltıldığı andan itibaren,
projeyle korunması hedef alınan bölgeye, mesela bir plaja, ulaşmasına kadar
geçecek zaman boyunca miktarının kendi kendine azalması da “Üçüncü seyrelme”
olarak adlandırılır. Üçüncü seyrelme sadece deniz ortamında fiziksel, kimyasal
ve biyokimyasal reaksiyonlara girerek nitelik değiştiren kirletici parametreler
için sözkonusudur.
Yukarıda açıklanan birinci, ikinci ve üçüncü seyrelmeler, topluca, bir
derin deniz deşarjı sisteminin alıcı ortama verilen atıksuların içerdikleri
kirletici unsurları seyreltme kapasitesini belirlerler. Deniz deşarj projesi
ile “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği”nin 35 inci maddesi uyarınca birinci
seyrelme 100 civarında bulunmalı ancak hiç bir surette 40’ın altına düşmeyecek
şekilde mühendislik tedbirleri alınmış olmalıdır.
Arıtılmış Atıksuların Sulamada Kullanılması
Madde 46 - Atıksuların
araziye verilmeye veya sulamaya uygun olup olmadığını belirlemek için
incelenmesi gereken en önemli parametreler şunlardır;
-
Suyun içindeki
çözünmüş maddelerin toplam konsantrasyonu ve elektriksel iletkenlik
-
Sodyum iyonu
konsantrasyonu ve sodyum iyonu konsantrasyonunun diğer katyonlara oranı
-
Bor, ağır metal ve
toksik olabilecek diğer maddelerin konsantrasyonu,
-
Bazı şarttarda Ca++
ve Mg++ iyonlarının toplam konsantrasyonu,
-
Toplam katı madde,
organik madde yükü ve yağ gres gibi yüzen maddelerin miktarı,
-
Patojen
organizmaların miktarı.
Atıksuyun içindeki çözünmüş tuzlar, bor, ağır metal ve benzeri toksik
maddeler yörenin iklim şartlarına toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik
özelliklerine bağlı olarak ortamda birikebilir, bitkiler tarafından alınabilir
veya suda kalabilir. Bu nedenle, arıtılmış atıksuların arazide kullanılması ve
bertarafı sözkonusu ise, suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik parametreler
açısından öngörülen sınır değerlere uygunluğunun yanısıra, bölgenin toprak
özellikleri de dikkate alınır.
Sulama sularındaki çözünmüş tuzların toplam konsantrasyonu, elektriksel
iletkenlik (EC) değeri yardımıyla kolaylıkla belirlenebilir. Toplam tuz
konsantrasyonu ile elektriksel iletkenlik arasındaki oran katsayısı (M),
deneysel çalışmalar sonucunda bir kere belirlendikten sonra sürekli
kullanılabilir. Bu katsayı 25 °C taki iletkenlikler (mikromho) ve tuz
konsantrasyonları (mg/lt) ile ifade edildiğinde 0.6-0.7 arasında bir değer
alır.
Sulamada
kullanılan arıtılmış atıksudaki sodyumun sulanan toprakta tutulması sodyum
adsorbsiyon oranı (SAR) ile tanımlanır. SAR oranı, suyun sodyum (veya benzer alkaliler)
açısından zararlılığının bir ölçüsü olarak kullanılmaktadır.
Sodyum
adsorbsiyon oranı aşağıdaki eşitlikle belirlenir;
SAR =
Na+ / ((Ca++ + Mg++)/2)1/2
Burada
Na+, Ca++, Mg++ milieşdeğer gram (Meq/t)
cinsinden su içi konsantrasyonlardır.
Elektriksel iletkenlik ve sodyum adsorbsiyon oranı (SAR) esas alınarak
sulama sularının sınıflandırılması Şekil 1’deki diyagrama göre yapılır. Bu
diyagram yardımı ile atıksuyun sınıfını C1S1 - C4S4
arasındaki sulama su sınıfları arasında bulmak mümkündür. Tarımsal sulamada
kullanılacak değişik sınıf sular için istenen sulama suyu kalite kriterleri de
Tablo 4’de verilmiştir.
Sulama sularında izin verilebilecek maksimum ağır metal ve toksik
elementlerin konsantrasyonları değişik elementlere göre Tablo 5’de özetlenmiştir.
Herhangi bir madde toprakta mg/kg olarak Co konsantrasyonuna
sahipse sulanan topraktaki bu maddenin toplam değeri kg/ha olarak (4.2xCo)
ifadesi ile belirlenebilmektedir. Tablo 5’in birinci sütununda verilen “Birim
alana verilebilecek maksimum toplam miktarlar” ancak (4.2xCo)
ifadesi ile hesaplanan topraktaki mevcut miktarın çıkarılmasından sonra
kullanılır.
Örnek: Topraktaki bor konsantrasyonu Co = 80 mg/kg ise ve
kabul edilebilir maksimum bor değeri 680 kg/ha olduğuna göre 4.2xCo
= 336 kg/ha olur. Buna göre birim alana toplam olarak en çok 680 - 336 = 344
kg/ha borun sulama yoluyla eklenmesine izin verilebilir.
Atıksuların tarımda kullanımı ile ilgili esaslar ve teknik sınırlamalar
Tablo 6’da, çeşitli endüstrilerde oluşan atıksuların sulama suyu olarak
kullanılabilme şartları Tablo 7’de ve arıtılmış evsel atıksuların dezenfekte
edilmeden sulamada kullanılıp kullanılamayacağı Tablo 8’de verilmiştir.
Sulama Suyunda Bor Problemi
Madde 47- Ülkemizde bazı
yörelerde bor elementinin taşıdığı önem dolayısı ile yukarıdaki sulama suyu
sınıflamalarına ek olarak bitkilerin bora dayanıklılığını gözönünde bulunduran
ek bir atıksu - sulama suyu sınıflandırmasına gerek duyulmaktadır.
Aslında, bütün bitkilerin normal gelişmeleri için az bir miktar bora
ihtiyaçları vardır: Ancak borun bitkilere gerekli miktarı ile zehirlilik
yaratan miktarı arasında çok dar bir sınır vardır ve bu sınır bitki türlerine
göre değişmektedir. Ancak, toprakta veya sulama suyunda bu belirti sınırların
üstünde bor bulunması bitki yapraklarında sararma, yanma ve yarılmalara,
olgunlaşmamış yapraklarda dökülme ve büyüme hızının yavaşlaması ile verimde
azalmaya neden olur. Tablo 9’da bitkilerin bora karşı dayanıklılık derecelerine
göre sulama sularının sınıflandırması yapılmıştır. Arıtılmış atıksuların
sulamada kullanılmasında bu sınıflandır-manın gözönüne alınması gerekir.
Yürürlük
Madde 48- Bu Tebliğ yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 49- Bu Tebliğ
hükümlerini Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu Devlet Bakanı
yürütür.
Şekil 1 : Sulama sularının
sınıflandırılmasında kullanılan diagram
Tablo 1 : Anaerobik Ayrışmada
Toksik Etki Yapan Maddelerin Çamur
Katı Maddesi (KM)
Bileşimindeki Üst Sınır Değerleri
Madde |
|
gr/kg KM |
Amonyak |
|
20 |
Benzol |
|
10 |
Fenol |
|
3 |
Klorlu
hidrokarbonlar |
|
0.1 |
Siyanür (CNˉ) |
|
0.1 |
Organik Sülfür |
|
1.0 |
Kadmiyum |
|
2 |
Krom (III) |
|
10 |
Krom (VI) |
|
2 |
Bakır |
|
3 |
Nikel |
|
5 |
Çinko |
|
3 |
Kurşun |
|
2 |
Tablo 2 : Mekanik Su Alma
Ünitelerinin Kapasiteleri
Sistem |
Kapasite |
Enerji Sarfı |
Santrifüj |
200-1500 kg KM/saat |
2 kwh/m3 çamur |
Filtrepres |
2-10 kg KM/m2 saat |
2-3 kwh/m3 çamur |
Belt filtre |
l00-200 kg KM/m.saat |
1 kwh/m3 çamur |
Torba filtre |
300-2000 kg KM/gün |
0.1 kwh/m3 çamur |
Tablo 3 : İlk Seyrelmeden
Sonra Deniz Ortamında Sağlanması Gereken Su Kalite Kriterleri Konsantrasyon Limitleri
|
Ölçüm Birimi |
Ortalama |
Günlük Maksimum |
Herhangi Bir Andaki Maksimum |
Arsenik |
mg/1 |
0.008 |
0.032 |
0.08 |
Kadmiyum |
mg/l |
0.003 |
0.012 |
0.03 |
Toplam Krom |
mg/1 |
0.002 |
0.008 |
0.02 |
Bakır |
mg/1 |
0.005 |
0.020 |
0.05 |
Kurşun |
mg/1 |
0.008 |
0.032 |
0.08 |
Civa |
mg/1 |
0.00014 |
0.00056 |
0.0014 |
Nikel |
mg/l |
0.02 |
0.08 |
0.2 |
Gümüş |
mg/1 |
0.00045 |
0.0016 |
0.0045 |
Çinko |
mg/l |
0.020 |
0.08 |
0.2 |
Siyanür |
mg/1 |
0.005 |
0.02 |
0.05 |
Fenolik Bileşikler |
mg/1 |
0.03 |
0.12 |
0.3 |
Toplam Kalıntı Klor |
mg/l |
0.002 |
|
|
Amonyak Azotu |
mg/1 |
0.6 |
2.4 |
6.0 |
Toplam Klorlu
Pestisidler ve PCB’ler |
mg/l |
0.002 |
0.004 |
0.006 |
Tablo 4: Sulama Sularının
Sınıflandırılmasında Esas Alınan Sulama Suyu Kalite Parametreleri
|
Sulama suyu sınıfı |
||||
Kalite
kriterleri |
I. Sınıf su (çok iyi) |
II. Sınıf su (iyi) |
III. Sınıf su (kullanılabilir) |
IV. Sınıf su (ihtiyatla kullanılmalı) |
V. sınıf su (zararlı) uygun değil |
EC25x106 |
0-250 |
250-750 |
750-2000 |
2000-3000 |
> 3000 |
Değişebilir Sodyum
Yüzdesi (% Na) |
< 20 |
20-40 |
40-60 |
60-80 |
> 80 |
Sodyum Adsorbsiyon
oranı (SAR) |
< 10 |
10-18 |
18-26 |
> 26 |
|
Sodyum karbonat kalıntısı (RSC) meq/l mg/l |
> 1.25 < 66 |
1.25-2.5 66-133 |
> 2.5 > 133 |
|
|
Klorür (Clˉ),
meq/l mg/l |
0-4 0-142 |
4-7 142-249 |
7-12 249-426 |
12-20 426-710 |
> 20 > 710 |
Sülfat (SO4=)
meq/l mg/l |
0-4 0-192 |
4-7 192-336 |
7-12 336-575 |
12-20 575-960 |
> 20 > 960 |
Toplam tuz
konsantrasyonu (mg/l) |
0-175 |
175-525 |
525-1400 |
1400-2100 |
> 2100 |
Bor konsantrasyonu
(mg/l) |
0-0.5 |
0.5-1.12 |
1.12-2.0 |
> 2.0 |
- |
Sulama suyu sınıfı* |
C1S1 |
C1S2, C2S2,
C2S1 |
C1S3, C2S3,
C3S3, C3S2, C3S1 |
C1S4, C2S4,
C3S4, C4S4, C4S3,
C4S2, C4S1 |
- |
NO3ˉ
veya NH4+ mg/l |
0-5 |
5-10 |
10-30 |
30-50 |
> 50 |
Fekal Koliform **
1/100 ml |
0-2 |
2-20 |
20-100 |
100-1000 |
> 1000 |
BOİ5
(mg/l) |
0-25 |
25-50 |
50-100 |
100-200 |
> 200 |
Askıda katı madde
(mg/l) |
20 |
30 |
45 |
60 |
> 100 |
pH |
6.5-8.5 |
6.5-8.5 |
6.5-8.5 |
6.5-9 |
< 6 veya > 9 |
Sıcaklık |
30 |
30 |
35 |
40 |
> 40 |
* Şekil
1’den bulunur
** Bitki
türüne göre daha az veya çok olabilir (Bak. Tablo 8).
Tablo 5: Sulama Sularında İzin
Verilebilen Maksimum Ağır Metal ve Toksik Elementlerin Konsantrasyonları
Elementler |
Birim
alana verilebilecek maksimum toplam miktarlar, kg/ha |
İzin verilen maksimum konsantrasyonlar |
|
Her
türlü zeminde sürekli sulama yapılması durumun da sınır değerler mg/1 |
pH
değeri 6,0-8,5 arasında olan killi zeminlerde 24 yıldan daha az sulama
yapıldığında, mg/1 |
||
Alüminyum (Al) |
4600 |
5.0 |
20.0 |
Arsenik (As) |
90 |
0.1 |
2.0 |
Berilyum(Be) |
90 |
0.1 |
0.5 |
Bor (B) |
680 |
-3 |
2.0 |
Kadmiyum (Cd) |
9 |
0.01 |
0.05 |
Krom (Cr) |
90 |
0.1 |
1.0 |
Kobalt (Co) |
45 |
0.05 |
5.0 |
Bakır (Cu) |
190 |
0.2 |
5.0 |
Florür (F) |
920 |
1.0 |
15.0 |
Demir (Fe) |
4600 |
5.0 |
20.0 |
Kurşun (Pb) |
4600 |
5.0 |
10.0 |
Lityum (Li)1 |
- |
2.5 |
2.5 |
Manganez (Mn) |
920 |
0.2 |
10.0 |
Molibden (Mo) |
9 |
0.01 |
0.052 |
Nikel (Ni) |
920 |
0.2 |
2.0 |
Selenyum (Se) |
16 |
0.02 |
0.02 |
Vanadyum (V) |
- |
0.1 |
1.0 |
Çinko (Zn) |
1840 |
2.0 |
10.0 |
1Sulanan
narenciye için 0.075 mg/1’dir.
2Yalnız
demir içeriği fazla olan asitli killi topraklarda izin verilen
konsantrasyondur.
3Tablo
9’da verilmiştir.
Tablo 6 : Atıksuların Tarımda
Kullanılması ile İlgili Esaslar ve Teknik Sınırlamalar
Tarım Türü |
Teknik Sınırlamalar |
Meyvecilik ve Bağcılık |
- Yağmurlama metodu ile sulama yasaktır. |
|
- Yere düşen meyveler yenmemelidir. |
|
- Fekal koliform sayısı 1000/l00 ml |
|
|
Elyaflı Bitki ve Tohum Üretimi |
- Salma veya yağmurlama sulama yapılabilir. |
|
-
Yağmurlama sulamada biyolojik olarak arıtılmış ve klorlanmış atıksular
kullanılabilir. |
|
- Fekal koliform 1000/100 ml |
|
|
Yem Bitkileri, Yağ Bitkileri, Çiğ Yenmeyen Bitkiler ve
Çiçekçilik |
- Salma sulama, mekanik arıtılmış atıksu |
Tablo 7 : Endüstriyel
Atıksuların Sulama Suyu Olarak Kullanılmaya Uygunluğu
I |
II |
III |
Yakınında
uygun arazi varsa, sulama suyu olarak kullanılabilir |
Belirli
koşullarda sulama suyu olarak kullanıma uygunx |
Sulama
suyu olarak kullanım için uygun değil |
Bira, Malt, Şarap, Patates, Sebze Konserve, Marmelat,
Meyve Konserve, Süt, Patates Nişastası Fabrikaları |
Maya, Şeker, Pirinç ve Tahıl nişastası, Deri tutkalı,
Kemik Tutkalı Fabrikaları, Mezbaha, Et kombina Tesisleri, Tabak-hane,
Margarin Fabrikası, Kağıt Fabri-kası, Karton Fabrikası, Tekstil Sanayii
(Ağartma, Merserize, Boyahane, Baskı-hane v.s.) Yün Yıkama, Balık Unu, Balık
Konservesi, Madencilik. |
Cila ve Boya Fabrikaları, Sabun Fabri-kası, Anorganik
Ağır Kimyasal Madde Sanayi; İlaç Fabrikaları, Metal Fabrikası, Sülfit Selüloz
Fabrikası, Viskoz Suni İpek Fabrikası, Piroliz Tesisi, Havagazı Tesisleri
Jeneratör Gaz Türbinleri, Ma-deni Yağ Sanayi, Kömür Yıkama, Dina-mit Sanayi,
Odun Koklaştırma Tesisleri. |
x Bu
Endüstrilerin Atıksularının Tablo 5 ve 6’daki Değerlere Kadar Arıtılması
Durumunda
Tablo 8 : Arıtılmış Evsel Atıksuların Dezenfekte Edilmeden Sulamada Kullanılıp Kullanılamayacağını Gösteren Tablo (- İşaret Suyun Kullanılamayacağını, + İşaret İse Kullanılabileceğini Gösterir.)
|
Tarla |
Çayır-Mera |
Sebze |
Yem Bitkisi |
Meyvecilik |
Koru Ormanlık |
|||||
BY |
BV |
BY |
BV |
BY |
BV |
BY |
BV |
BY |
BV |
||
Biyolojik
Arıtma tesisi veya en az 2 saat beklemeli çökeltim havuzu şeklindeki ön
arıtma tesisi çıkış suları |
+ |
+ |
+ |
+ |
- |
- |
+ |
- |
- |
- |
+ |
Aerobik
stabilizasyon havuzları veya lagünlerin çıkış suları |
+ |
- |
+ |
- |
- |
- |
+ |
- |
- |
- |
+ |
Tablo 9 : Bitkilerin Bor
Mineraline Karşı Dayanıklıklarına Göre Sulama Sularının Sınıflandırılması
|
Sulama
Suyundaki Bor Konsantrasyonu (mg/1) |
||
Sulama Suyu Sınıfı |
Duyarlı Bitkiler 1 (mg/1) |
Orta Derecede 2 Dayanıklı Bitkiler |
Dayanıklı 3 Bitkiler |
I |
0.33’ten
az |
0.67’den az |
1.0’den az |
II |
0.33-0.67 |
0.67-1.33 |
1.00-2.00 |
III |
0.67-1.00 |
1.33-2.00 |
2.00-3.00 |
IV |
1.00-1.25 |
2.00-2.50 |
3.00-3.75 |
V |
1.25’ten
fazla |
2.50’den fazla |
3.75’den fazla |
1 :
Örnek ; Ceviz, Limon, İncir, Elma, Üzüm ve Fasulye
2 :
Örnek : Arpa, Buğday. Mısır, Yulaf, Zeytin ve Pamuk
3 : Örnek : Şeker Pancarı, Yonca, Bakla, Soğan, Marul ve Havuç